24 Ocak 2017 Salı

13. Pazar

—Kendime bir şans daha vermeye karar verdim.

Bu kez yılların alışkanlığından sıyrılıp; henüz olmamış şeyler hakkında endişelenmekten, olanları - olmasını istediğim gibi kesip biçmekten ve çoktan gelip geçmiş hikâyeleri her defasında yeniden yazmaktan vazgeçiyorum.
Neden?
Bu şimdiye kadar hiçbir işe yaramadı da ondan.
Bir sistem geliştirdim. Oldukça karmaşık. Yarının tedirginliğini ve geçmişin referanslarını bugünün deney tüpünde sallayıp karıştıracağım. Kendimi, ellerimle hazırladığım bir cadı kazanının içinde asidik bileşenlere maruz bırakıyorum. Artık ne olacaksa olsun. Sitrikinin…*

Küvete geçtim ve sıcak suyu açtım. Vanayı, anahtarı, duş ahizesini artık adı her ne ise o yıkanırken kullandığımız telefona benzeyen kablolu şeyin kolunu; su neredeyse kaynama noktasına gelene kadar sola çevirdim. Bir bakır tasa ihtiyacım var. Evdeki tek bakır şey yumurta sahanı. Onu aldım. Sonuçta ben profesyonel değilim. Sahanı kaynayan su ile doldurup en pembesinden 1. Derece yanıklarımı itina ile oluşturdum. Hızlı hızlı ve sanki yanmak yeterince acı verici değilmiş gibi sahanla arada kafama vurarak ve kendime kızarak yıkandım. Ev öyle sıcak ve boğucu geldi ki banyodan sonra bana; ardı ardına birkaç bardak su içtim. Pamuk ve pestil şeklinde bir ara forma dönüşmüş vücudumu kanepeye taşıdım. Hava iyiden iyiye kararmış; perdeler çekili, ışıklar açık. Televizyonu açtım. Yüzlerce kanal var. Üşenmedim ve hepsini tek tek geçtim. Aradığım program hiçbir listede yok. Bilgisayara yöneldim. Bu aslında oluşturduğum programa/detoksa/projeye uygun bir iş değil. Bilgisayarın, cep telefonun, internetin filan bu gece hayatımda olmaması lazım. Ama dedim ya; ben amatörüm.



Nihayet internette aradığımı buldum. Bilgisayarı televizyona bağlayıp, sesinin açtım. Kıymalı patatesli böreklerimden kocaman ısırıklar alarak, pijamamın içine gömülüp seyretmeye başladım. Bizimkiler her zamanki gibi efsane. Hala Ali’ye âşık, Sekreter Demet’e hayran Sabri bey’in karısı Ayla Hanım’dan korkuyormuş gibi izledim. İlk 20 dakikanın içinde Cemil camdan sarktı; elinde bira şişesi: ‘’ Bizim bir rahmetli vardı, benzetmek gibi olmasın...’’ deyiverdi.

Börekler bitti, uyku yavaş yavaş şekerli bir parfüm gibi ruhumda gezmeye başladı. Son kalan enerjimle Parliament Sinema Klübünü açtım. Geleceğe Dönüş 1.
Battaniyeye sımsıkı tutunmuş halde uyuya kalmışım.
Bir kez de Pazartesi Cumartesiden başlamasın diye korkularımın üzerine gittim. Kişisel gelişiyorum en nihayetinde. En başarılı Pagandan daha Paganım. Geçmişten gelen bütün ritüelleri eksiksiz tamamlayıp, haşlanıp- paklanıp kendimi bir sonraki güne hazırladım. Bir tür Davranış Toksikolojisi. Modern Paganizm.
—Kendime bir şans daha vermeye karar verdim.

Yazan: Gökçe ÇİROZ


* Yirminci yüzyılın başında en popular zehirlerden biri olan sitrikinin merkezi sinir sitemini tahrip ederek aşırı refleks tepkilerine yol açar. Doğru dozla, mağdur şiddetli ağrılarla 10-20 dakika içerisinde ölebilir. Sitrikinin, Agatha Christie’nin ilk cinayet kitabı “Ölüm Sessiz Geldi”de kullandığı cinayet silahıdır.


0 yorum:

Yorum Gönder