—Kendime bir şans daha vermeye karar verdim.
Bu kez yılların alışkanlığından sıyrılıp; henüz olmamış şeyler hakkında
endişelenmekten, olanları - olmasını istediğim gibi kesip biçmekten ve çoktan
gelip geçmiş hikâyeleri her defasında yeniden yazmaktan vazgeçiyorum.
Bu şimdiye kadar hiçbir işe yaramadı da ondan.
Bir sistem geliştirdim. Oldukça karmaşık. Yarının tedirginliğini ve
geçmişin referanslarını bugünün deney tüpünde sallayıp karıştıracağım. Kendimi,
ellerimle hazırladığım bir cadı kazanının içinde asidik bileşenlere maruz
bırakıyorum. Artık ne olacaksa olsun. Sitrikinin…*
Küvete geçtim ve sıcak suyu açtım. Vanayı, anahtarı, duş ahizesini
artık adı her ne ise o yıkanırken kullandığımız telefona benzeyen kablolu şeyin
kolunu; su neredeyse kaynama noktasına gelene kadar sola çevirdim. Bir bakır
tasa ihtiyacım var. Evdeki tek bakır şey yumurta sahanı. Onu aldım. Sonuçta ben
profesyonel değilim. Sahanı kaynayan su ile doldurup en pembesinden 1. Derece
yanıklarımı itina ile oluşturdum. Hızlı hızlı ve sanki yanmak yeterince acı
verici değilmiş gibi sahanla arada kafama vurarak ve kendime kızarak yıkandım.
Ev öyle sıcak ve boğucu geldi ki banyodan sonra bana; ardı ardına birkaç bardak
su içtim. Pamuk ve pestil şeklinde bir ara forma dönüşmüş vücudumu kanepeye
taşıdım. Hava iyiden iyiye kararmış; perdeler çekili, ışıklar açık. Televizyonu
açtım. Yüzlerce kanal var. Üşenmedim ve hepsini tek tek geçtim. Aradığım program
hiçbir listede yok. Bilgisayara yöneldim. Bu aslında oluşturduğum
programa/detoksa/projeye uygun bir iş değil. Bilgisayarın, cep telefonun,
internetin filan bu gece hayatımda olmaması lazım. Ama dedim ya; ben amatörüm.
Nihayet
internette aradığımı buldum. Bilgisayarı televizyona bağlayıp, sesinin açtım.
Kıymalı patatesli böreklerimden kocaman ısırıklar alarak, pijamamın içine
gömülüp seyretmeye başladım. Bizimkiler her zamanki gibi efsane. Hala Ali’ye
âşık, Sekreter Demet’e hayran Sabri bey’in karısı Ayla Hanım’dan korkuyormuş
gibi izledim. İlk 20 dakikanın içinde Cemil camdan sarktı; elinde bira şişesi:
‘’ Bizim bir rahmetli vardı, benzetmek gibi olmasın...’’ deyiverdi.
Börekler bitti, uyku yavaş yavaş şekerli bir parfüm gibi ruhumda
gezmeye başladı. Son kalan enerjimle Parliament Sinema Klübünü açtım. Geleceğe
Dönüş 1.
Battaniyeye sımsıkı tutunmuş halde uyuya kalmışım.
Bir kez de Pazartesi Cumartesiden başlamasın diye korkularımın üzerine
gittim. Kişisel gelişiyorum en nihayetinde. En başarılı Pagandan daha Paganım.
Geçmişten gelen bütün ritüelleri eksiksiz tamamlayıp, haşlanıp- paklanıp
kendimi bir sonraki güne hazırladım. Bir tür Davranış Toksikolojisi. Modern
Paganizm.
—Kendime bir şans daha vermeye karar verdim.
Yazan: Gökçe ÇİROZ
* Yirminci yüzyılın başında en popular zehirlerden biri olan
sitrikinin merkezi sinir sitemini tahrip ederek aşırı refleks tepkilerine yol
açar. Doğru dozla, mağdur şiddetli ağrılarla 10-20 dakika içerisinde ölebilir.
Sitrikinin, Agatha Christie’nin ilk cinayet kitabı “Ölüm Sessiz Geldi”de
kullandığı cinayet silahıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder