17 Ocak 2017 Salı

Ekinler Biçilirken

1976 yazında Vaysal köyünde ekinler biçilmekte, yükselen dokurcunlar tarlaları boydan boya doldurmaktadır.

 Kore’li Salih, köyün tek traktörüyle işleri kolaylaştırsa da köyün diğer kısmı çift beygirlerine gözleri gibi bakmaktadırlar… Harman işleri daha yeni başlamış, yaz her zamanki gibi zorlu geçeceğini belli etmektedir. Geçen kış ilk defa tarlalarında denedikleri fabrika gübresi büyük bir ürün artışına sebep olmuş, dededen, babadan kalan kızılca türü buğday tohumu, yerini Rus buğdayına bırakmıştır.

Saksağan derenin sol yamaçlarında koyunlarını otlatmakta olan Yumuk İbramın İlhan (okulu yeni bitirmiş, öğretmeni Cumhuriyet Hüseyin’in tüm ısrarlarına karşın babası tarafından ortaokula gönderilmemiştir. Tek çocuğudur evin o, kıymetlidir, malını mülkünü kime bırakacaktır sonra) bir yandan gözleriyle koyun sürüsünde keçileri yan tarafta tarlaya zarar vermesin diye kollarken, elinde arabacı Mustafa’ya 10 yumurta karşılığı yaptırdığı kavalından hırsla ses çıkarmaya çalışmaktadır. Suluların Ahmet’ten nesi eksiktir? O da öttürecektir kavalını koyunlarının arkasında.

Aynı saatlerde köyün üst başında evlerinin yanında Aptıraman Hasan’ın 12 yaşındaki torunu(aynı zamanda bu satırların da yazarı) beygirleri ahırdan çıkarmaya uğraşmakta; ninesi telaşlıca onu izlemektedir. Orakçılar 2 hane, toplamda 17 kişi olarak ekinlerini biçmektedirler. Kolay mıdır o kadar insanı 3 öğün doyurmak? Ahırdan çıkan sabırsız bir çift beygire yüklenen heybelere sıcak yemek dolu kapırcaklar itinayla yerleştirilir. Kara beygirin üzerinde Batak da ki koca tarlaya doğru yola çıkan torunun derdi başkadır. Bu yaz sonuna kadar işlere yardım için köyde kalırsa ninesi ona bisiklet alacaktır. “Acaba ne renk alsam?” diye düşünürken tarlaya yaklaştığını görür bisikleti unutur, çoluk, çocuk tarlaya yayılmış hırsa çalışan orakçıları süzer gözleriyle. Yemek geldiğini gören orakçılar şöyle bir dalgalanır, kalaycı İbramın karısı seslenir “Hadi be kızanım öldük açlıktan, bak harmanlar bitsin söz küçük kara kızımı vercem sana.” diyerek utandırmaktadır Hatçe ninenin bisiklet sevdalısı torunu.

İlhan arkadaşımla geçen gün kahvede demli çaylar eşliğinde yapılan sohbette yad ettik  40 yıl öncesinin anılarını. Bisiklet mi? Aldı ninen harman sonu. Köye bile gittim onunla. İlhan’ın kavalını sorarsanız onu ne yaptığını bana bile anlatmıyor.

Yazan: İsmail Demiray


0 yorum:

Yorum Gönder